Gülizar Biçer Karaca: “Sendikalar Değil Tek Adam Kazansın İstiyorlar”
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, DİSK Genel-İş Sendikası’nın Samsun’daki genel kuruluna katıldı. Karaca, “Başkanım ‘DİSK masadan kalktı çünkü orada tiyatro oynanıyor’ dedi. Evet aslında orada bir tiyatro oynanıyor.Bundan daha iyi ifade edilemezdi.Ona göre bu sürecin kazananı sendikalar değil işçiler,emek verenler değil,birlik olmak istiyor. adam.”
DİSK Genel-İş sendikası Samsun şubesinin dün düzenlenen 9. Olağan Genel Kurulu’na CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca ile CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu da katıldı.
“ORTADA BİR TİYATRO OYNUYOR”
Gülizar Biçer Karaca dedi ki:
“Bugün bir program için Samsun’daydım ve Mutlu (Karabacak) başkanım sizi aramızda görmek istiyoruz, sizinle birlikte olmak istedik ve aynı zamanda bir milletvekili olarak vatandaşın hakkı nasılsa biz de beraber olmak istedik dedi. Bütçelerine göre örgütlenme hakları gasp edildi, örgütlenme hakkı nasıl gasp edildi, örgütlü mücadele hakkının, örgütlü mücadele hakkının ve dayanışma mücadelesinin nasıl hiçe sayıldığını sizlerle biraz paylaşmak istedim. heyet, Samsun’da işçiler konuşacak, siyasetçiler dinleyecek, işçilerin taleplerini not alıp önümüzdeki dönemde bunları hayata geçirmek için nasıl çaba sarf edebileceklerini konuşsunlar, uzun siyasi konuşmalar yapmamaya özen göstereceğim. Liderim ‘DİSK o masadan çekildi çünkü orada tiyatro oynanıyor’ dedi. yüksek ilan edeceğimi belirtin ona göre bu sürecin kazananı gönderendir.Sizin tek adamınız olsun istiyor işçi değil emek veren değil.Emin olun bunlar açıklandıktan sonra Önümüze gelen bütçede bu rakamları gördüğümüz için daha yüksek bir rakam verilecektir.
“BUNUN DEVAM ETMESİ GEREKİYOR VE DEVAM ETMESİ GEREKİYOR”
Evet bütçe hakkı dedim, hepimizin bildiği gibi vatandaşın bütçede nasıl harcayacağını, kamu kaynaklarının nasıl dağıtılacağını, üretimin nasıl destekleneceğini, emeğin güçlendirilmesi için ne kadar pay ayıracağını belirler. , işçiler, kadınlar ve gençler. Eskiden yasama belirliyordu, şimdi tek kişi belirliyor. Kabul etsek de etmesek de bütçe önümüze geliyor. Yani sizin görüşünüzü ve elçi olarak gönderdiğiniz milletvekillerinin emeklerinin karşılığını bütçenin bir kuruşuyla bile olsa sizin adınıza almanız bugün için mümkün değildir. Neden, çünkü bugün otoriter bir rejim tarafından yönetiliyoruz, çünkü bugün ben her şeyi biliyorum ve bileceğim diyen yangınları söndürmek için talimat vereceğim. ‘Emir vermezsem ateşler sönmez’ diyenler, memlekette doğanın talanına karar vereceğim. Verelim mi vermeyelim mi diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Ama böyle mi devam edecek, değerli liderimin dediği gibi, böyle devam etmeyecek, gitmemeli. Bu vesileyle bugün madencilerin günü, gözyaşı kara akan, güneşi görmeden o madende ömrünü geçiren tüm madencilerimizi buradan saygıyla anıyor, aynı zamanda başta başta olmak üzere tüm madencilerimizi saygıyla anıyorum. Amasra’da kaybettiklerimiz ne yazık ki bir iş cinayeti için canlarını feda eden şehitlerimizi huzurlarınızda saygı ve minnetle anıyoruz. Evet, önlemler alındı mı? Tabii ki hayır, komisyonlar karar verecek. Ama sonuç ne olacak? Ne yazık ki Soma’da kurulun raporunda yaşananlar burada da yaşanmak üzere gibi görünüyor. “
KARABacak: “Her şeye karşı umutsuzluğa yer yok”
DİSK Genel-İş Samsun Şubesi 9. Seçim Genel Kurulu’nda konuşan eski başkan ve yeni cumhurbaşkanı adayı Mutlu Karabacak, şunları söyledi:
“Düşünün ki, yoksulluk sınırının 25 bin TL’yi, açlık sınırının 8 bin 500 TL’yi geçtiği bu günlerde biz işçiler olarak hem devlete vergimizi aksatmadan ödemeye devam ediyoruz hem de ömür boyu mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu tablonun sorumlusu kim biliyor musunuz? Geçmişte bir gecelik yumurtadan bile kâr elde etmenin peşinde koşan vahşi kapitalistler, bugün yüzde 90’dan fazlasının sömürüldüğü bir toplumun sevimli azınlığı olarak eğleniyor. Her gün katliamların acısı çekilen, yer altında bir dilim ekmek için canlarını feda eden madencilerin ölümlerinin kader olarak sunulduğu bir ülkede huzurdan, refahtan, büyümeden, kalkınmadan söz edilebilir mi?Önümüzde büyük bir tehlike var. geri kalanınız her geçen gün hak ve özgürlüklerinizi kısıtlamakta kararlısınız, bunu gözden kaçırmayın. Sonuçta tüm bu karanlık tablolara rağmen umutsuzluğa yer yok.”